Çeviriler Sureler
TÜRKÇE, E.HAMDi YAZIR

19 - Meryem

Bismillahirrahmanirrahim

 
1Kaf, Ha,Ya, Ayn, Sad.
 
2Bu, Rabbinin Zekeriyya kuluna olan rahmetini, bir anıştır.
 
3Bir zaman, Rabbine gizli bir seste yalvarmıştı.
 
4Demişti ki: "Ey Rabbim, gerçek şu ki, benim kemik (im) gevşedi, baş (ım) bembeyaz alev aldı (Saçlarım ağardı) ve sana (ettiğim) dua ile ise hiçbir zaman mutsuz olmadım ey Rabbim!
 
5Ben bu halimle, arkamdan yerime geçecek olan akrabalardan endişeliyim. Karımda kısır bulunuyor, onun için bana bir dost ver!
 
6ki, hem benim mirasçım, hem de Ya'kub ailesinin mirasçısı olsun. Hem de hoşnutluğuna onu kavuştur Rabbim!
 
7Allah: "Ey Zekeriyya, haberin olsun, Biz sana Yahya adında ve bundan önce kendisine hiçbir adaş yapmadığımız bir oğul müjdeliyoruz dedi.
 
8Zekeriyya: "Ey Rabbim, benim nasıl bir oğlum olabilir, karım kısır ben de yaşlılığın kağşamak derecesine (son haddine) varmışken!" dedi.
 
9Buyurdu ki : "Öyle! Fakat Rabbin, "o Bana kolaydır, bundan önce de seni, sen hiçbir şey değilken yarattım." dedi."
 
10Zekeriyya: "Ey Rabbim, bana bir alamet ver!" dedi. Allah: "Alametin, sapasağlam olduğun halde üç gece insanlara söz söyleyememendir." buyurdu.
 
11Derken, mihrabdan kavminin karşısına çıkıp onlara: "Sabah ve akşam tesbih edin!" diye işaret verdi.
 
12"Ey Yahya, kitabı kuvvetle tut!" (dedik.) ve daha çocukken ona hikmet verdik.
 
13Hem de katımızdan yumuşak bir kalplilik ve bir temizlik verdik ona. O, çok takva sahibi biri idi.
 
14Anne babasına iyi davranan biriydi, zorba ve isyankar değildi.
 
15Selam ona; hem doğduğu gün, hem öleceği gün, hem de diri olarak kaldırılacağı gün!
 
16Kitap'da Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.
 
17Onlarla arasına bir perde çekti. Derken kendisine ruhumuzu (Cebrail'i) gönderdik de o, düzgün bir insan şeklinde ona göründü.
 
18Meryem ona: "Ben bağışlayan Allah'a sığınırım senden, eğer Allah'tan korkan biri isen!" dedi.
 
19Ruh (Cebrail): "Haberin olsun, ben sana tertemiz bir oğlan vermek için Rabbinin elçisiyim sadece!" dedi.
 
20Meryem: "Benim nasıl bir oğlum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmadı; ben bir kahpe de değilim!" dedi.
 
21Cebrail: "Öyle! Fakat Rabbin buyurdu ki, o Bana göre kolaydır. Ayrıca onu insanlara gücümüzün bir delili ve tarafımızdan bir rahmet kılacağımız için böyle yapacağız. Hem de o, karara bağlanmış bir iştir." dedi.
 
22Bu şekilde ona hamile oldu ve bu haliyle uzak bir yere çekildi.
 
23Derken sancı onu bir hurma dalına götürdü ve: "Keşke bundan önce ölmüş olsaydım da unutulmuş gitmiş olsaydım." dedi.
 
24Derken aşağı tarafından ona şöyle seslendi: "Sakın üzülme, Rabbin senin altında bir su arkı yarattı.
 
25Hurmanın dalını kendine doğru silkele, üzerine derilmiş taze hurmalar dökülsün.
 
26Artık ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen de ki: "Ben esirgeyen Allah'a oruç adadım, onun için bugün hiçbir kimse ile konuşmayacağım."
 
27Derken onu taşıyarak kavmine getirdi, Onlar: "Hey Meryem, sen Allah biliyor ya yumurcak birşey getirdin!
 
28Ey Harun'nun kız kardeşi, baban bir kötülük adamı değildi, annen de kahpe değildi"
 
29Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi: "Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?" dediler.
 
30O: "Haberiniz olsun ben Allah'ın kuluyum. O, bana bir kitap verdi ve beni bir peygamber yaptı.
 
31Beni her nerede olursam mübarek kıldı ve hayatta kaldığım müddetçe bana namazı ve zekatı tavsiye buyurdu.
 
32Beni anneme saygılı kıldı, beni eşkiya bir zorba yapmadı.
 
33Selam bana; hem doğduğum gün, hem öleceğim gün, hem de diri olarak kaldırılacağım güne!"
 
34İşte hakkında tartışıp durdukları Meryem oğlu İsa. Hak sözü olarak budur!
 
35Allah'ın oğul edinmesi asla olur şey değildir; O, bu gibi şeylerden uzaktır. O, bir işin olmasını dileyince ona sadece "Ol!" der, oluverir.
 
36Ayrıca o (İsa) dedi ki: "Haberiniz olsun, Allah benim de Rabbim sizin de Rabbinizdir; onun için hep O'na ibadet ediniz! İşte yegane doğru yol budur!
 
37Sonra gruplar kendi aralarında görüş ayrılığına düştüler. Artık büyük bir günün görülecek dehşetinden vay kafirlerin haline!
 
38Onlar Bize gelecekleri gün neler işitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.
 
39Onlar gaflet içinde iken, onlar iman etmezlerken, o hasret gününün, o işlerin bitirildiği saatin dehşetini kendilerine haber ver !
 
40Kesinlikle yeryüzüne ve bütün üzerindekilere Biz varis olacağız Biz! Ve onlar, hep Bize döndürüleceklerdir.
 
41Kitapta İbrahim'i de an, çünkü o, dosdoğru biri, bir peygamberdi.
 
42Bir zaman babasına şöyle demişti: "Babacığım, o işitmeyen, görmeyen ve sana hiç faydası olmayan şeytana niçin tapıyorsun?
 
43Babacığım, emin ol sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Gel bana uy da seni düz yola çıkarayım.
 
44Babacığım, şeytana tapma; çünkü şeytan esirgeyen Allah'a isyan etti.
 
45Babacığım doğrusu ben, sana o Rahman'dan bir azabın dokunup da şeytana dost olmandan korkuyorum."
 
46Babası : "Sen benim ilahlarımdan geçmek mi istiyorsun ey İbrahim? Yemin ederim ki, eğer vazgeçmezsen, seni muhakkak taşlarım; beni sen uzun bir süre bırak git!" dedi.
 
47İbrahim: "Selam sana, senin için Rabbimden af dileyeceğim; çünkü O, bana karşı çok lütufkardır.
 
48Sizi Allah'tan başka taptıklarınızla başbaşa bırakıp çekilirim ve Rabbime dua ederim; umarım, Rabbime yaptığım dua sayesinde mutsuz olmam." dedi.
 
49İbrahim, onları ve Allah'tan başka taptıklarını bırakıp çekildiğinde, Biz de ona İshak'ı ve Ya'kub'u ihsan ettik ve her birini bir peygamber yaptık.
 
50Biz, bunlara rahmetimizden lütuflar, ihsanlar ettik ve hepsine dillerde yüksek bir doğruluk şanı verdik.
 
51Kitapta Musa'yı da an, çünkü O, ihlaslı idi ve bir elçi, bir peygamber idi.
 
52Biz hem ona Tur'un sağ tarafından seslendik hem de onu yakarış makamında yakınlık mertebesine erdirdik.
 
53Ve rahmetimizden kardeşi Harun'u da bir peygamber olarak ona lutfettik.
 
54Kitapta İsmail'i de an; çünkü o cidden va'dinde sadık bir kimse idi, bir Resul, bir peygamber idi.
 
55Ailesine namaz ve zekat emrederdi ve Rabbi katında hoşnutluğa ermişti.
 
56Kitapta İdris'i de an; çünkü o, dosdoğru biri, bir peygamber idi.
 
57Ve Biz onu yüce bir yere yükselttik.
 
58İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden Adem, soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımızdan İbrahim ile İsmail'in soyundan hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdendirler. Kendilerine Rahmanın ayetleri okunduğu zaman, ağlayarak secdeye kapanırlardı.
 
59Sonra bunların arkasından bozuk bir güruh geldi, namazı ziyan ettiler ve şehvetlerinin ardına düştüler; bunlar da Gayya kuyusunu boylayacaklardır.
 
60Ancak tevbe edip imana gelenler ve yararlı iş yapanlar başka; çünkü onlar hiçbir haksızlığa uğratılmayarak cennete gireceklerdir.
 
61Rahman'ın kullanna gıyaben söz verdiği Adn cennetlerine, şüphe yok ki, O'nun verdiği söz, daima yerine getirilmiştir.
 
62Orada hiç boş söz işitmezler; ancak bir "Selam" işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır.
 
63İşte kullarımızdan korunup takva sahibi olanları mirasçı yapacağımız cennet odur!
 
64Bir de biz (Rabbinin elçileri) Rabbinin emri olmadıkça inemeyiz. Önümüzdeki, ardımızdaki ve bunlar arasındakiler hep O'nundur; Rabbin seni unutmuş da değildir.
 
65O, bütün göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir; o halde O'na ibadet et ve ibadetine sebatla sabret. Hiç sen O'na bir adaş bilir misin?
 
66Böyle iken insan diyor ki: "Öldüğüm zaman, ileride mutlaka bir hayat sahibi kimse olarak çıkarılacak mıyım?"
 
67Yoksa o insan hiçbirşey değilken, Bizim, kendisini yaratmış olduğumuzu düşünmez mi?
 
68Evet Rabbine yemin ederim ki, Biz onları ve o şeytanları mutlaka ve mutlaka mahşerde toplayacağız, sonra da onları kesinlikle cehennemin etrafında diz üstü hazır bulunduracağız.
 
69Sonra her topluluktan Rahman'a karşı en çok isyan edenleri hangileri ise muhakkak ve muhakkak çekip alacağız.
 
70Sonra Biz, elbette o cehenneme yaslanmaya en layık olanların kimler olduğunu daha iyi biliriz.
 
71İçinizden oraya varmayacak hiçbir kimse yoktur ve bu, Rabbinin üstlenmiş olduğu kesinleşmiş bir hükümdür.
 
72Sonra takva sahiplerini kurtarırız ve zalimleri diz üstü bırakırız.
 
73Ayetlerimiz kendilerine açık açık tecvidli okunduğu zaman da o küfredenler iman edenlere: "Bu iki topluluktan hangisi makamca daha iyi ve meclis olarak daha güzel?" dediler.
 
74Oysa Biz, kendilerinden önce mal ve görünüm bakımından daha güzel nice kuşakları helak etmişiz.
 
75De ki: "Kim sapıklık içinde ise, çok esirgeyici Allah, ona istediği kadar mühlet versin; nihayet va'dolundukları şeyi, ya azabı yada Kıyameti gördükleri zaman kimin mevkisinin daha kötü ve iradesinin daha zayıf olduğunu bitecekler.
 
76Hidayeti kabul edenlere ise, Allah daha çok hidayet verir. Kalıcı olan iyi ve yararlı işler Rabbinin katında hem sevap bakımından hem de sonuç bakımından daha hayırlıdır.
 
77Şimdi şu küfredip de: "Bana muhakkak mal ve evlat verilecektir." diyen herifi gördün mü?
 
78O, gayba vakıf mı olmuş yoksa esirgemesi çok olan Allah'ın katında bir söz mü almış?
 
79Hayır! Biz onun dediğini yazacağız ve azabını uzattıkça uzatacağız !
 
80Ve o söylediği şeyleri hep elinden alacağız da o, Bize tek başına gelecektir.
 
81Tuttular, kendilerine şeref ve kuvvet sağlasınlar diye, Allah'tan başka ilahlar edindiler.
 
82Hayır! Yarın ibadetlerini inkar edecekler ve aleyhlerine dönüp düşman kesileceklerdir.
 
83Görmedin mi, Biz şeytanları o kafirlerin üzerine salmışız; onları kaynatıp oynatıp kıvrandırıyorlar.
 
84Aleyhlerinde acele etme! Biz, onlar için yalnızca bir sayı sayıyoruz.
 
85Takva sahiplerini bir heyet halinde Rahman'ın huzurunda toplayacağımız gün,
 
86suçluları da susuz olarak cehenneme sevk edeceğiz.
 
87Rahman'ın katında bir söz almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.
 
88"Rahman çocuk edindi." dediler.
 
89Andolsun ki, pek ağır, pek çirkin bir iddiaya cüret ettiniz.
 
90Az daha o yüzden gökler çatlayacak ve dağlar yıkılıp yerlere geçecek.
 
91O Rahman'a çocuk iddiasında bulundular diye.
 
92-Halbuki, çocuk edinmek Rahman'a yaraşmaz.
 
93Göklerde ve yerde Rahman'a kul olarak gelmeyecek hiçbir kimse yoktur.
 
94Andolsun ki, hepsini kuşatmış ve hepsini bir bir saymıştır.
 
95Hepsi kıyamet günü O'na tek olarak gelecektir.
 
96İman edip yararlı işler yapanlar ise, muhakkak Rahman, onlar için bir sevgi verecek, gönüllere sevdirecektir.
 
97Biz, o Kur'an'ı sadece onunla takva sahiplerini müjdelemen ve inat edenleri de korkutman için senin dilinle kolaylaştırdık.
 
98Bir de onlardan önce nice kuşakları helak ettik. Hiç onlardan birini hissediyor musun veya onların gizli bir seslerini işitiyor musun?
 
 
ReadTheQuran.org