Çeviriler Sureler
TÜRKÇE, E.HAMDi YAZIR

21 - Enbiya

Bismillahirrahmanirrahim

 
1İnsanlara hesap zamanı yaklaştı. Onlar ise hala gaflet içinde aldırmıyorlar.
 
2Rablerinden kendilerine gelen her yeni uyarıyı ancak alaya alarak dinliyorlar.
 
3Kalpleri hep oyunda, hem o zalimler gizlice fısıldaştılar : "Bu ancak sizin gibi bir insan! Artık göz göre göre büyüye mi gidiyorsunuz?"
 
4(Peygamber) dedi ki: "Rabbim gökte ve yerde söyleneni bilir; O, herşeyi işitendir, bilendir"
 
5(Onlar): "Bunlar bir takım karışık rüyalar; yok onu kendisi uydurdu; yok o bir şairdir; öyle değilse, önceki peygamberlerin gönderdikleri gibi, bize bir mucize getirsin!" derler.
 
6Onlardan önce helak ettiğimiz hiçbir belde halkı iman etmedi. Şimdi bunlar mı iman edecekler?
 
7Senden önce de Biz, sadece kendilerine vahiy gönderdiğimiz birtakım erkekler gönderdik; bilmiyorsanız, haydi bilgisi olanlara sorun!
 
8Biz onları yemek yemez bir ceset yapmadık; ölümsüz de değildiler.
 
9Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik, kendilerini ve dilediklerimizi kurtardık; aşırı gidenleri helak ettik.
 
10Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki. bütün şanınız ondadır; hala akıllanmayacak mısınız?
 
11Oysa Biz zulmetmekte olan nice memleket halkını kırıp geçirdik , arkasından da diğerlerini başka bir topluluk olarak meydana getirdik.
 
12Azabımızı hissettikleri zaman, hemen oradan üzengi tepiyorlardı (kaçıyorlardı).
 
13"Yok tepinmeyin, dönün içinde şımartıldığınız nimetlere ve yurtlarınıza ki, sorguya çekileceksiniz!" dedik.
 
14(Onlar da): "Vay bizlere! Gerçekten bizler zalim insanlardık!" dediler.
 
15Artık olanca feryatları bu oldu kaldı. Neticede onları öyle yaptık ki, biçildiler, söndüler.
 
16Biz, göğü, yeri ve arasındakileri oyunculuk etmek üzere yaratmadık.
 
17Eğer bir eğlence edinmek isteseydik, onu kendi tarafımızdan yapardık. Yapacak olsaydık öyle yapardık.
 
18Hayır, Biz hakkı batılın tepesine fırlatırız da beynini parçalar, bir de görürsün ki, (batıl) o anda yok olup gitmiştir! Allah'a isnad ettiğiniz o nitelikler yüzünden vay sizlere.
 
19Oysa göklerde, yerde kim varsa O'nundur, O'nun huzurundakiler O'na ibadet etmekten ne çekinirler ne de yorgunluk duyarlar.
 
20Gece gündüz O'nu tesbih ederler, usanmazlar.
 
21Yoksa bir takım tanrılar edindiler de yeryüzünden; diriltmeyi onlar mı yapacaklar?
 
22Yerde. Gökte Allah' tan başka tanrılar olsaydı bunların ikisi de mahvolup gitmişti. O Arş'ın Rabbi olan Allah onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzehtir, beridir.
 
23O yaptığından sorumlu olmaz, onlar ise sorumludurlar.
 
24Yoksa O'ndan başka tanrılar mı edindiler? De ki. Haydi getirin delilinizi; işte benimle beraber onların kitabı ve benden öncekilerin kitabı! " Fakat çoğu gerçeği bilmezler de onun için yüz çevirirler.
 
25Biz senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki, ona şöyle vahyetmiş olmayalım:' "Gerçek şu ki, Benden başka ilah yoktur; onun için hep Bana ibadet edin."
 
26Böyle iken dediler ki: "Rahman çocuk edindi." Allah bundan münezzehtir. Doğrusu (o çocuk dedikleri) sadece şerefli bir takım kullardır;
 
27onlar Allah'ın sözünün önüne geçmezler, hep O'nun emriyle hareket ederler.
 
28Allah onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Allah'ın razı olacağı kimselerden başkasına şefaat etmezler. Hepsi O'nun korkusundan titrerler.
 
29İçlerinden her kim: "Ben O'ndan başka ilahım!" derse, Biz ona cehennemi ceza olarak veririz; zalimleri Biz böyle cezalandırırız.
 
30O küfredenler görmediler mi ki, gökler ve yer bitişik idiler de Biz onları ayırdık; canlı olan her şeyi sudan yaptık. Hala inanmıyorlar mı?
 
31Yeryüzünde de onları çalkalar diye, baskılar oturttuk (sabit dağlar yerleştirdik), doğru gidebilsinler diye orada bol bol açıklıklar (yollar) yaptık.
 
32Gökyüzünü korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise O'nun ayetlerinden yüz çeviriyorlar.
 
33Oysa, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O'dur; bunların herbiri birer yörüngede yüzüyorlar.
 
34Bir de Biz senden önce hiçbir kimseye ölümsüzlük vermedik. Eğer sen ölürsen onlar baki mi kalacaklar?
 
35Her canlı ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilik ile deneyeceğiz; hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.
 
36O küfredenler seni gördükleri zaman, seni alaya alıyorlar ve: "İlahlarınızı diline dolayan bu mudur?" diyorlar. Halbuki, onlar hep Rahman'ın zikrine küfür ediyorlar
 
37İnsan aceleci olarak yaratılmıştır; ama yarın ben onlara delillerimi göstereceğim; şimdi siz acele etmeyin!
 
38Bir de: "Bu tehdit ne zaman gerçekleşecektir; eğer doğru söylüyorsanız?" diyorlar.
 
39Bir bilseler o küfredenler, ateşi yüzlerinden ve sırtlarından savamayacakları ve hiçbir taraftan yardım görmeyecekleri zamanı?
 
40Doğrusu o azap onlara ansızın gelecek de kendilerini dondurakalacaktır; artık ne geri çevrilmesine göçleri yetecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir.
 
41Andolsun ki, senden önce bir çok peygamberlerle istihza edildi de içlerinden alay edenleri o alay ettikleri şey kuşatıverdi
 
42De ki: "Sizi gece ve gündüz o Rahman'dan kim koruyabilir Ama onlar Rablerinin zikrinden yüz çevirmişlerdir.
 
43Yoksa onlar için kendilerini önümüzden koruyacak tanrılar mı var? Onlar kendilerini kurtaramayacakları gibi Bizden himaye de görmezler.
 
44Doğrusu Biz onları ve atalarını yaşattık, hatta o ömür onlara uzun geldi. Fakat şimdi görmüyorlar mı ki, yeryüzünü etrafından eksiltip duruyoruz? O halde üstün gelen onlar mıdır?
 
45De ki: "Ben sizi ancak vahy ile uyarıyorum; ama sağırlar ne kadar uyarılsalar çağrıyı işitmezler.
 
46Yemin olsun ki, Rabbinin azabından çok az birşey onlara dokunursa, muhakkak diyeceklerdir ki:"Vay bizlere, biz gerçekten zalimlerdik"
 
47Biz ise, kıyamet günü içln dürüst teraziler koyarız; hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmez; bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa,onu getirir koruz. Hesap gören olarak da Biz yeteriz.
 
48Andolsun ki: "Musa ile Harun'a Furkan'ı (Tevrat'ı) bir de ışık ve Allah'tan korkanlar için de bir öğüt vermiştik.
 
49O takva sahipleri için ki, gıyabında Rablerinden korkarlar ve kıyamet endişesiyle titrer dururlar.
 
50İşte bu (Kur'an) da Bizim indirdiğimiz mübarek bir uyarıdır. Şimdi siz bunu mu inkar ediyorsunuz?
 
51Andolsun ki, bundan önce de İbrahim'e olgunluğunu vermiştik ve onun buna layık olduğunu da biliyorduk.
 
52O vakit babasına ve kavmine dedi ki : "Başına toplanıp durduğunuz şu putlar nedir?"
 
53"Atalarımızı bunlara tapar bulduk." dediler.
 
54İbrahim: "Andolsun ki, siz de, atalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz !" dedi.
 
55"Ciddi mi söylüyorsun, yoksa sen şakacılardan mısın?" dediler.
 
56İbrahim: "Doğrusu, Rabbiniz o göklerin ve yerin Rabbidir ki, onları O yaratmıştır ve ben buna şehadet edenlerdenim.
 
57Vallahi siz dönüp gittikten sonra putlarınıza mutlaka bir tuzak kuracağım!" dedi.
 
58Derken, onları parça parça etti. Ancak büyüklerinden birini bıraktı ki belki ona müracaat ederler.
 
59"Bunu bizim tanrılarımıza kim yapmış? Muhakkak o zalimlerden biridir." dediler.
 
60(Aralarında): "İbrahim adında bir delikanlının, bunlara dil uzattığını duymuştuk;
 
61hadi onu halkın gözleri önüne getirin, belki (onlar da aleyhinde) şehadet ederler." dediler.
 
62Dediler ki: "Sen mi yaptın bunu tanrılarımıza ey İbrahim?"
 
63(İbrahim): "Belki onu şu büyükleri yapmıştır; sorun bakalım onlara, eğer söyleyebilirlerse" dedi.
 
64Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de: "Doğrusu siz haksızsınız!" dediler
 
65Sonra tepeleri üstü ters döndüler: "Sen gerçekten bunların konuşmadığını bilirsin." dediler.
 
66(İbrahim) dedi: "O halde Allah'ı bırakıp da size hiçbir fayda ve zarar vermeyecek nesnelere mi tapıyorsunuz?
 
67Yuh size ve Allah' tan başka taptıklarınıza! Hala akıllanmayacak mısınız!" dedi.
 
68(Onlar): "Siz bunu yakın da tanrılarınızın öcünü alın, eğer birşey yapacaksanız!" dediler.
 
69Biz: "Ey ateş, İbrahim'e serin ve zararsız ol!" dedik.
 
70O'na bir dolap kurmak istediler, fakat Biz kendilerini daha fazla hüsrana uğrattık.
 
71Onu Lut ile beraber kurtarıp içinde alemlere bereketler verdiğimiz yere çıkardık.
 
72Ona İshak'ı lütfettik, üstelik Yakub'u da; ve onların herbirini iyi kimseler yaptık.
 
73Ve hepsini, emrimizle yol gösteren rehberler yaptık ve kendilerine hayırlı işler işlemeyi, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Hepsi Bize kulluk eden kimselerdi.
 
74Lut'a, ona da bir hüküm ve ilim verdik. Onu çirkeflikler işleyen o beldeden kurtardık; doğrusu onlar kötü ve fasık bir kavim idiler.
 
75Onu ise rahmetimizin içine aldık. Çünkü o iyi kişilerdendi.
 
76Nuh'u da. Zira daha önce dua etmişti. Biz de onun duasını kabul ettik; kendisini ve ailesini büyük bir sıkıntıdan kurtardık.
 
77Ayetlerimize yalan diyen kavimden öcünü aldık. Gerçekten onlar kötü bir kavimdiler, Biz de hepsini birden boğuverdik.
 
78Davud ile Süleyman'ı da. Hani ikisi de ekin hakkında hüküm veriyorlardı. Hani bir kavmin davarları ekin içinde geceleyin yayılmıştı; Biz de hükümlerine şahittik.
 
79Derhal onu Süleyman'a anlattık; bununla beraber herbirine bir hüküm ve bir ilim vermiştik. Dağları Davud'un emrine amade kılmıştık, kuşlarla beraber tesbih ediyorlardı; Biz bunları yaparız!
 
80Bir de ona sizin için, sizi savaşınızın şiddetinden korusun diye giyecek sanatım öğretmiştik; şimdi siz şükrünü yerine getiriyor musunuz?
 
81Süleyman için de, bereketli kıldığımız yere doğru emriyle esip giden şiddetli rüzgarı verdik; Biz herşeyi biliriz.
 
82Şeytanlardan da onun için dalgıçlık yapan ve daha başka işler için çalışanları emrine vermiştik ve onların hepsini zapteden Bizdik
 
83Eyyüb'u da. Zira: "Bana bu hastalık mübtela oldu; Sen merhametlilerin en merhametlisisin." diye Rabbine dua etti.
 
84Biz de duasını kabul ettik; hemen kendisindeki sıkıntıyı giderdik. Tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir uyarı olmak üzere ona ailesini ve onlarla birlikte olanların bir mislini daha verdik!
 
85İsmail, İdris ve Zülkifl'i de. Hepsi sabredenlerdendi.
 
86Bunları da rahmetimizin içine aldık. Çünkü onlar gerçekten iyi kimselerdendirler.
 
87Zünnun'u (Yunus'u) da. Hani öfkelenerek gitmişti de Bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı; derken karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, seni tenzih ederim, ben gerçekten zalimlerden oldum diye." seslendi.
 
88Biz de duasını kabul ettik, kendisini üzüntüden kurtardık ve işte müminleri böyle kurtarırız.
 
89Zekeriyya'yı da. Hani Rabbine: "Rabbim! Beni tek başıma bırakma, sen varislerin en hayırlısısın." diye yalvarmıştı.
 
90Biz de duasını kabul ettik de kendisine Yahya'yı verdik ve onun için eşini çocuk doğurmaya elverişli hale getirdik. Doğrusu bunlar hayırlı işlerde yarışır, Bize umut ve korkuyla dua ederlerdi. Bize karşı derin saygı duyuyorlardı.
 
91Ve o dişiyi (Meryem' i) de ki, o namusunu korudu da kendisine ruhumuzdan üfledik ve kendisiyle oğlunu alemlere bir mucize yaptık.
 
92İşte bu, İslam milleti bir tek millet olarak sizin milletinizdir. Rabbiniz de yalnız Benim; onun için hep Bana kulluk edin!
 
93Onlar kumandanlarını aralarında parçaladılar, fakat hepsi Bize dönecektir.
 
94Artık kim mü'min olarak yararlı işlerden bir iş yaparsa, onun çalışmasına nankörlük edilmeyecek; şüphesiz Biz onun hesabına yazarız.
 
95Helak ettiğimiz bir belde (halkı) nın Bize dönmemesi imkansızdır.
 
96Nihayet Ye'cuc ve Me'cuc(un seddi) açılıp da her tepeden saldırdıkları;
 
97ve gerçek va'd yaklaştığı vakit, işte o zaman o küfredenlerin gözleri belerecek (bir noktaya dikilip kalacak): "Eyvah bizlere, biz bundan gaflet ettik! Hayır, kendimize zulmetmiş olduk!" diyecekler.
 
98Haberiniz olsun ki, siz ve Allah'tan başka taptığınız nesneler cehennem mermisisiniz; siz oraya gireceksiniz.
 
99Onlar ilah olsalardı, oraya girmezlerdi, oysa hepsi orada ebedi kalacaktır.
 
100Onların orada öyle bir iç çekişleri var ki, tapılanlar orada oldukları halde işitmezler.
 
101Şüphe yok ki, haklarında Bizden güzellik takdir edilmiş olanlar ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır.
 
102Onun uğultusunu bile duymazlar. Bunlar canlarının istediği şeyler içinde sonsuza dek kalacaklardır.
 
103O büyük korku bunları mahzun etmeyecek ve bunları melekler şöyle karşılayacaklar: "İşte bu size va'dedilen gününüzdür."
 
104O gün ki, göğü kitaplar için defter dürer gibi düreceğiz, yaratmaya ilk başladığımız gibi yeniden yaratacağız, bu va'dimizdir. Doğrusu Biz bunları yaparız.
 
105Andolsun ki, Tevrat'tan sonra Zebur'da da yazmıştık ki: " Muhakkak yeryüzüne benim iyi kullarım varis olacaktır."
 
106Şüphesiz ki, bu Kur'an'da ibadet eden bir kavim için yeterli bir öğüt vardır.
 
107Seni sadece bütün kainata rahmet olarak göndermişizdir.
 
108De ki: "Bana ancak ilahınızın bir tek ilah olduğu vahyolunuyor. şimdi siz müslüman oluyor musunuz?"
 
109Yine de aldırmazlarsa de ki: "Size düpedüz açıkladım, tehdit edildiğiniz şeyin yakın mı yoksa uzak mı olduğunu bilmem."
 
110Şüphesiz ki O, söylenenin açığa vurulanını da bilir gizlediğinizi de bilir.
 
111Bilmem belki bu (gecikme) sizin için bir imtihan ve bir süreye kadar faydalanmak içindir.
 
112(Peygamber şöyle) dedi: "Ey Rabbim, hakettikleri gibi hükmet! Rabbiıniz isnad ettiğiniz iftiralarınıza karşı sığınılacak Rahman'dır.
 
 
ReadTheQuran.org