Çeviriler | Sureler |
TÜRKÇE, SUAT YILDIRIM | |
77 - MÜRSELÂT SÛRESİ | |
Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla | |
1 | Onlar birbirine neyi sorup duruyorlar? |
2, 3 | Hakkında ihtilafa düştükleri o mühim haberi mi? |
4 | Hayır! (İhtilafa ne hacet,) yakında anlayacaklar! |
5 | Elbette ve elbette yakında gerçeği öğrenecekler! |
6 | Biz yeri bir döşek yapmadık mı? |
7 | Dağları da arzı tutan birer destek yapmadık mı? |
8 | Hem, sizi çift yarattık. |
9 | Uykunuzu dinlenme yaptık. |
10, 11 | Geceyi bir örtü, gündüzü geçiminiz için çalışma zamanı kıldık. |
12 | Üstünüzde yedi sağlam gök bina ettik. |
13 | Orada pırıl pırıl yanan bir lamba koyduk. |
14, 15, 16 | Size hububat, tohumlar, bitkiler ve ağaçları birbirine sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye, sıkışıp yoğunlaşmış bulutlardan bol bol yağmur indirdik. |
17 | (İmdi bunları anladıysanız, hakkında ihtilaf ettiğiniz o mahşer dirilişini de anlarsınız. İşte bunları kim yapmışsa, ölüleri de O diriltecektir.) Evet, o "karar günü," vakti kesin olarak belirlenmiş bir gündür. |
18 | O gün sûra üfürülür, siz de bölük bölük gelirsiniz. |
19 | Gökler kapı kapı açılır (her tarafı kapı haline gelen gökten melâike orduları birden indirme yapar). |
20 | Dağlar yürütülür, serab olur gider, her taraf dümdüz olur. |
21 | Cehennem pusuda... her an eline düşecek avlarını gözlemektedir. |
22 | Sonra da o meni nutfesini belirli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirdik. |
23 | Devirler boyunca orada kalacaklardır. |
24 | Orada ne bir serinlik, ne bir içecek tadarlar. |
25 | İçecek olarak sadece kaynar su ile irin bulurlar. |
26 | Bu, yaptıklarının tam karşılığıdır. |
27 | Çünkü onlar bu hesap gününe inanmıyor (onu hesaba almıyorlardı). |
28 | İşleri güçleri ayetlerimizi yalan saymaktı. |
29 | Biz de (her şeyi kaydettiğimiz gibi), onların yaptıklarını da tek tek tesbit ettik. |
30 | Onun için onlara şöyle diyeceğiz: Yaptığınız kötülüklerin meyvelerini tadın!Artık Bizden sizin azabınızı artırmaktan başka bir şey beklemeyin. |
31 | Ama Allah'ı sayıp günahlıklardan sakınanlar, başarı ve mutluluğa ererler. |
32, 33, 34 | Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var. |
35 | Orada boş sözler, yalanlar işitmezler. |
36 | İşte bu da Rabbinden mükâfat, yeter mi yeter! |
37 | Göklerin, yerin ve bunların arasındaki varlıkların Rabbinden, O Rahman'dan bir mükâfattır.O'nun huzurunda ağzını açacak, söz söyleyecek hiç kimse yoktur. |
38 | O gün Rûh ve melekler saf saf sıralanır. Rahman'ın izin verdiklerinin dışında, asla konuşmazlar. Konuşan da yerli yerinde söz söyler. |
39 | İşte bu, gerçekliği kesin olan gündür. Artık dileyen, Rabbine varan yolu tutar, O'na sığınır. |
40 | Biz, gelmesi yaklaşmış bir azabı bildirerek sizi uyarıyoruz. O gün gelecek,ve her şahıs önünde, yalnız yapıp ettiklerini bulup bakacak ve kâfir: "Ah ne olurdu, keşke toprak olaydım!" diyecek. |
41 | Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise o gün gölgeliklerde, pınar başlarındadırlar. |
42 | Arzu ettikleri her türlü meyveyi bulurlar. |
43 | Dünyada yaptıklarınızdan ötürü âfiyetle yiyin, için! |
44 | Biz iyi hareket edenleri işte böyle ödüllendiririz. |
45 | Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine! |
46 | Ey kâfirler! Yiyin, azıcık zevkedin bakalım. Gerçek şu ki siz mücrimsiniz. |
47 | Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine! |
48 | Onlara: Haydin Allah'a boyun eğin denildiğinde, boyun eğmezler. |
49 | Hakkı yalan sayanların o gün, vay hallerine! |
50 | Artık bu Kur'ân'a da inanmazlarsa, hangi söze inanırlar acaba? |
ReadTheQuran.org |